31 TJK’NIN SESİ OCAK 2023 ikametgahlarında Arap ve Berberi Atları’na çekilerek melez bir ırk elde edildi. Lipizzan adı verilen bu yeni ırk, adını o dönem Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu sınırları içinde yer alan, günümüzde ise Slovenya’nın İtalya sınırında bulunan Lipizza yerleşkesinden almıştı. Uzun boyunları, iri gözleri ve kaslı yapıları ile ayırt edilebilen bu atlar savaş alanlarındaki başarılarının yanında eğitilmeye açık yaradılışlarından dolayı Rönesans Dönemi’nin en meşhur temaşalarından olan atlı gösterilerde de kullanıldı. Dünyaya gözlerini açtıklarında doru ya da koyu kestane renginde olan Lipizzan Atları yaş aldıkça griye çalan kır renkleriyle de nam saldılar. Bu özel canlılar günümüzde Avusturya’nın güneydoğusunda bulunan, devlete ait Piber Harası’nda yetiştiriliyorlar. 1798 yılında kurulan haranın o dönemki amacı askeri sahada artan etkin at gücünü sağlamaktı. Piber Harası şimdilerde ise ülkenin kültürel mirasının önemli bir parçası olarak görülen Lipizzan Atları’nın soyunun devamlılığını sağlamayı misyon olarak benimsemiş durumda. Yalnızca İspanya’dan getirilen atların soyundan gelen Lipizzanlar’ın kullanılmasından dolayı “İspanyol Binicilik Okulu” adıyla 1572 yılında hayata geçirilen kurum 18. yüzyıla kadar gösterilerini ahşap bir platformda sergiliyordu. Okul, bugün halen kullanılmakta olan kapalı manejine ise 1729 yılında kavuştu. O dönemki Kutsal Roma Cermen İmparatoru VI. Charles tarafından inşa ettirilen yapı günümüzde her yıl 300 bini aşkın turisti ağırlıyor. Başkent Viyana’nın merkezinde bulunan bu ihtişamlı yapının okul bünyesine katılmasında önemli katkıları bulunan VI. Charles’ın şerefine imparatorluk locasında at üzerinde büyük bir resmi de bulunuyor. Binicilerin her gösteri öncesinde atlarıyla tek sıra halinde gelerek imparatorun resmini saygıyla selamlaması zaman içinde bir gelenek haline geldi. İspanyol Binicilik Okulu, Avrupa’nın ve dünyanın halen faal olan en eski binicilik kurumlarının arasında yer almasıyla da ön plana çıkıyor. 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilen okul, 1726’da kurulan Portekiz Binicilik Sanatı Okulu, 1828 yılında kurulan Fransız Cadre Noir ve 1973’te faaliyetlerine başlayan Endülüs Kraliyet Okulu ile birlikte Avrupa’nın dört büyük binicilik kurumundan bir tanesi olarak gösteriliyor. Lipizzan Atları seyir zevki birbirinden yüksek hareketler sergiledikleri gösterilere gelene kadar zorlu eğitimlere tabi tutuluyorlar. Talimlere başlamaları için bedensel ve zihinsel gelişimlerini tamamladıklarına inanılan 4 yaşına gelmiş olmaları gereken atlar toplamda 6 yıl süren bir eğitim süreci yaşıyorlar. Son derece zorlu seyreden bu sürecin ilk ayında atlara binicileri olmadan eğitim veriliyor. Sonrasında ise dizginleme, tırıs yürüme, uygun adım ve dört nal konuları üzerinde duruluyor. Yaklaşık 1 senelik bir periyodu kapsayan bu dönemin ardından atlar konularında uzman biniciler eşliğinde gösteriler için terbiye edilme sürecine giriyorlar. Eğitimin bu kısmında atlara arka ayakları üzerinde durma, uygun pozisyon alma, yanal hareket ve kendi etrafında dönme gibi temel manevralar ezberletiliyor. Bunlara ilave olarak Lipizzan Atları’na verilen büyük adımlarla yapılan tırıs yürüme (Passage) ve yanal tırıs yürüme (Piaffe) eğitimleri sürecin önemli bir kısmını oluşturuyor. Tüm bu zorlu periyodun ardından değerlendirmeye alınıp elemeyi geçen atlara arka dizleri üzerinde dengede durma (Levade), ayakları kendine doğru çekip sıçrama (Croupade) ve ön ayakları karın bölgesine çekip arka ayakları geriye doğru çifte atarak sıçrama (Kapriole) gibi üst düzey hareketler öğretiliyor. Bu güzel canlıların yaklaşık yarım saat boyunca ortaya koydukları performanslar esnasındaki görüntüleri öylesine zarif ki gösterileri “Beyaz Atların Balesi” olarak nitelendiriliyor. At ile insanın ezeli bağı fırsat bulduğu her noktada yeni bir hikaye ortaya çıkarıyor. Geçmişin ihtişamını ve tutkusunu mutlak disiplinle birleştirip yeni kuşaklara aktaran İspanyol Binicilik Okulu bu iki tür arasındaki kadim öyküyü kendi çerçevesinden anlatıyor bizlere...
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=