ANZAC ATLARI Tüm zamanların en şiddetli savaşlarından bir tanesinin 1 asır önce bırakmış olduğu kötü mirasın izleri günümüzde Mısır’daki cesur bir kadının girişimleriyle temizlenmeye çalışılıyor... ONLAR IÇIN MÜCADELE HIÇ BITMEDI... ndüstriyelleşen dünyanın küresel çaptaki ilk hâkimiyet mücadelesi olan I. Dünya Savaşı, 1914 - 1918 yıllarını kapsayan süreçte asker ve sivil olmak üzere 20 milyona yakın insanın yaşamını yitirmesi ve çok daha fazlasının yaralanmasıyla sonuçlanan korkunç çarpışmalara sahne oldu. İngiltere, Fransa ve İtalya gibi Avrupa’da dönemin önde gelen devletlerinin yer aldığı İttifak Güçleri ile Osmanlı Devleti, Alman İmparatorluğu ve Avusturya - Macaristan İmparatorluğu’nun baş çektiği İtilaf Güçleri arasında cereyan eden yıkım gücü yüksek bu savaş, sonuçları itibarıyla günümüz dünyasının inşa sürecinde çok önemli bir dönüm noktasını teşkil ediyordu. İttifak Güçleri’nin mutlak zaferi ile neticelenen savaşın ardından özellikle Avrupa’da güç dengeleri büyük ölçüde el değiştirdi ve aralarında 1923 yılında kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti’nin de yer aldığı sayısız yeni devletin filizleri yeşerdi. I. Dünya Savaşı her ne kadar makineleşmenin getirisi olarak paletli tanklar ve savaş uçakları gibi yeni teknolojilerin tarih sahnesinde ilk kez test edildiği bir saha mahiyeti taşımış olsa da lojistiğin önemli bir kısmı başta atlar olmak üzere diğer canlılar tarafından sağlanıyordu. Resmi kaynaklara göre 6 ila 8 milyon arasında at çeşitli cephelerde hizmet verdi. Bu cesur canlıların çok büyük bir bölümü de ne yazık ki evlerine dönemedi. 5 Kasım 1914’te Fransa ve İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi Kuzey Afrika’da yeni bir cephenin oluşmasının önünü açtı. O dönem Britanya İmparatorluğu’nun bir sömürgesi olan Mısır, savaş ilanının ardından İngiltere ve ona bağlı diğer sömürge ülkelerin askerleri için önemli bir üs haline geldi. Gelibolu’da Türkler ile savaşmak için gelen İngiliz askerleri ile beraber Avustralya ve Yeni Zelandalılardan oluşan ANZAC (Australian and New Zealand Army Corps) Birlikleri’nin büyük bir kısmı Mısır’da konuşlandı. Antik Çağ’ın kadim ülkesi Mısır’a gelen bu birlikler atlar ve hatta kanguruların da aralarında yer aldığı birçok canlıyı çeşitli amaçlar doğrultusunda beraberlerinde getirdiler. “Gelibolu’da beklenmedik hüsran...” 20. yüzyılın başı için oldukça modern olarak kabul edilebilecek bir envantere sahip olmasına rağmen zamanının diğer muadil ordularında olduğu gibi İngiliz ve sömürge orduları da geleneksel süvari birliklerini 1. Dünya Savaşı’nda etkin bir şekilde kullandı. O dönem zarfında neredeyse dünyanın hemen her köşesinde kolonisi bulunan ve bu sebeple “Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk” olarak nitelendirilen Büyük Britanya İmparatorluğu, süvari birliklerinin ikmali ve lojistiğin sağlanması maksadıyla on binlerce atı aralarında Gelibolu'nun da yer aldığı farklı bölgelere göndermek üzere Mısır’a nakletti. 1915’in Mayıs ayında binlerce atı taşıyan ANZAC filosu Gelibolu Yarımadası’na yanaştığında hiç beklemediği bir manzarayla karşılaştı. Atları indirecekE MEHMETCAN KANIK 38 TJK’NIN SESİ HAZİRAN 2023
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=