TJK'NIN SESİ HAZİRAN 2022

49 TJK’NIN SESİ HAZİRAN 2022 kadar gelmiş ve Türkiye Jokey Kulübü kurulmuştu. Benim atçılık camiasının içine adım atmam, Fikret Yüzatlı ile Özdemir Atman sayesinde olmuştur. Özdemir Bey tıpkı benim gibi fotoğrafçılığa meraklıydı. Kendisiyle tanışıklığımız, bahsetmiş olduğum bu ortak tutkumuz sayesinde Bakırköy’de bir fotoğrafhanede olmuştu. Özdemir Bey, Robert Koleji’nde okuduğu yıllarda hafta tatili günlerinde Fikret Yüzatlılar’ın Bakırköy - Kartaltepe’deki evine gelirdi. Kendisiyle orada da sıkça karşılaşırdık. Bu karşılaşmalarımız, dostluğumuzun iyice pekişmesine vesile olmuştu. Özdemir Atman’ın babası Ahmet Atman, Fevzi Çakmak’ın, Fikret Yüzatlı da İsmet İnönü’nün yaveriydi. Ahmet Atman’ın Fikret Yüzatlı ile samimiyetinden dolayı Özdemir Atman da Yüzatlı Ailesi ile iç içeydi. O yıllarda ben de Kartaltepe’de oturuyordum. Özdemir Bey atların idmanlarına giderken beni de yanına alırdı. O zamanlar ulaşımımızı bisikletlerle sağlıyorduk. Boş vakitlerimizde Nihal Yüzatlı ve Özdemir Atman ile hep birlikte ata biner Florya’ya kadar gider gelirdik. Nihal Hanım’ın bindiği at, İsmet İnönü Paşa’nın Fikret Yüzatlı’ya hediye ettiği Erten isimli at idi. Fikret Yüzatlı ile Erten’in fotoğrafı bugün halen Jokey Kulüp’te asılı halde durmaktadır. Özdemir Atman, mezun olduktan sonra yüksek öğrenimini sürdürmek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Sonrasında da Amerika’da trafik ile alakalı işlerle uğraşmaya başladı. 1948 yılında da babası Ahmet Atman’ın vefatı üzerine yurda geri döndü. 1949 senesinde Özdemir Atman ile askere gitme vaktimizin geldiğini kararlaştırdık. “Altı ay mektep, altı ay kıta” diyerek ve vatani görevimizi muhabereci olarak yerine getirmeyi arzulayarak, Yedek Subay Okulu’nun yolunu tuttuk. Sonradan hipodromda da vazife de yapacak olan Mehmet Ali Yalım’ın da yardımlarıyla okulda Komutan Selahattin Selışık Paşa’yı bulduk. Kendisi de bize, “Hangi sınıfı istiyorsunuz?” diye sordu. Özdemir Bey de ben de kendisine “Muhabere” yanıtını vermekte gecikmedik. Selahattin Paşa ile kısa bir diyalog sonrasında ikimiz de muhabereci olarak okulumuza başladık. Bu arada Özdemir Bey’in babasından kalan atlar da idmanlarına devam etmekteydiler. 1949 yılında günlerden bir gün Özdemir Bey bana “Feridun gel yarışlara gidelim, bizim bir at koşuyor. Cumartesi günü yola çıkar, Pazar günü de dönüp okullarımıza yetişiriz” dedi. Ben de bu teklifi kabul edince, Özdemir Atman’ın Morris marka otomobili ile Veliefendi’ye doğru yola koyulduk. Planladığımız gibi Veliefendi’ye vardık. O gün yarışları büyük bir kalabalık takip ediyordu. Daha sonra ne olduysa hipodromda bir kargaşa çıktı. Biz ilk başta ne olduğunu anlayamadık, meğer hipodromda yangın çıkmış. Bir anda her yeri alevler kapladı. Tribünlerin tahtadan yapılmış oturma yerleri ve gişeler yanıyordu. Panik halinde hiçbir can kaybının yaşanmadığını umarak Ankara’ya okullarımıza dönmek üzere yola çıktık. Hipodrom büyük bir zarar görmüştü. Bu tatsız hadise, Sait Akson ile Özdemir Atman’ın da desteklediği bir Jokey Kulüp kurulması fikrini bir kez daha pekiştiriyordu. Yedek Subay Okulumuzu tamamladıktan sonra birliklerimizin belli FERİDUN ORUNTAK, TÜRKİYE JOKEY KULÜBÜ GENEL MÜDÜRÜ TUNCEL AYDIN VE TJK’NIN SESİ DERGİSİ YAYIN YÖNETMENİ MEHMET BİLBAŞAR’A ANILARINI ANLATIRKEN... FERIDUN ORUNTAK / TULGA YÜZATLI / CAHIT AYBEK / DR. ENDER AYDINER / SEMIRAL BILBAŞAR

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=