Agustos_2022

nsanoğlunun tarih sahnesindeki en eski yoldaşlarından olan atlar, yazılı ve görsel kültür öğelerinin uzun zamandır çok önemli bir parçası konumundalar. Gerek erken dönem hikâye anlatımlarında, gerekse modern film ve romanların büyük bir kısmında heybetli at tasvirlerine sıklıkla rastlamak mümkün oluyor. Özellikle destansı savaş sahnelerinde başrolü üstlenen bu canlılar, devasa görünümleriyle izleyenleri her defasında büyülemeyi de başarıyorlar. Ancak eski dönem atları üzerinde yapılan arkeolojik çalışmalar, belleklere kazınan bu heybetin gerçekle pek de örtüşmediğine işaret ediyor. Birçok farklı kültürde olduğu gibi Orta Çağ İngiltere’sinde de atlar sosyal yaşamın önemli bir parçası olarak statü belirleyici bir vazife görüyorlardı. Halkın refah seviyesinin oldukça düşük olduğu o dönemde bir atın yalnızca bakım maliyeti bile karşılanamaz ölçeklerdeydi. Sıradan bir yük beygiri almak isteyen köylüler, ortalama 5 ila 10 Şilin’i (1550 - 1971 yılları arasında İngiltere, İskoçya, İrlanda ve Galler’de kullanılan para birimi) gözden çıkarmak zorundaydı ki bu meblağ onların ortalama olarak 1 aylık gelirine denk düşüyordu. Bu nedenle Orta Çağ’da, günümüzde İngiltere olarak bilinen topraklarda at sahibi olabilmek soylu sınıfına ve süvari birliğinden askerlere mahsus bir olguydu. Köylüler ise günlük işleri için çok daha düşük maliyetli olduğundan eşek veya mandaları tercih ediyorlardı. Farklı krallıkların hüküm sürdüğü, iç çatışmalardan kaynaklanan kaosun hâkim olduğu böylesine bir dönemde at üzerinde olmak mutlak bir İ KÜÇÜK EFSANELER Yüzlerce yıl öncesinden gelen buluntular, günümüzdeki örnekleri ile kıyaslandığında ortaya herkesi şaşırtan sonuçlar çıkardı... ESKI DÖNEMLERDEN BU YANA DESTANLARA KONU OLAN ATLARIN INSANLARA HAZIRLADIĞI BIR SÜRPRIZ VAR... MEHMETCAN KANIK THE BATTLE OF BLENHEIM, 1704 / JOHN WOOTTON 30 TJK’NIN SESİ AĞUSTOS 2022

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=