2023-NİSAN

GELECEĞE DAIR UMUT OLUŞTURMAYA BAŞLADILAR Ayşe Akkuş [İzmir At'la Terapi Merkezi Eğitmeni / Uzman Fizyoterapist] “Afet üzerinden 1 ay geçmesine rağmen, yetişkinlerin hissettikleri çaresizlik duygusunun çocuklara katlanarak yansımakta olduğunu gördük. Bağlı oldukları, sığındıkları ebeveynleri duygusal olarak varlıklarını sürdürmekte zorluk çekerken çocukların öğrendiği tek şeyde ‘neler oldu, neler oluyor, neler olacak’ sorularında gizli kaybolmuş hissiydi. Hayatlarında kritik bir yeri olan eğitimleri ise henüz düzene oturmamıştı. Normal süreçlerde yaşantılarında birçok zorluk yaşayan engelli bireyler ise deprem sonucunda daha büyük sorunlar ile baş etmek zorunda kalmışlardır. Hatay’da gitmiş olduğumuz bir çadır kent okulunda 12 yaşlarında bir grup kızla tanıştım. Kendi elleriyle yaptıkları çadır kütüphanelerine davet ettiler beni. Her bir kitabı ne zorluklarla bulup o raflara koyduklarını hepsinin ağzından ayrı ayrı dinledim. Ne onlar gözyaşlarını tutabildiler ne de ben onlara sarılmamak için kendimi tutabildim. Aralarından bir tanesi grubun öncüsü olmuş ve kendisini o çadır kent sakinlerinin yardımına adamış ve okula gitmeme kararı almış. Ne zaman depremin etkisi biterse o zaman okula geri dönecekmiş. Eğer okula giderse gelecekteki depremin etkilerini engelleyebileceğini bu yüzden okula devam etmesi gerektiğini ona anlattım ve o kütüphanenin kapısından çıkarken de kendisinden söz aldım. Deprem bölgesine yapmış olduğumuz etkinliğimiz çocuk temelli gözükse de gitmiş olduğumuz bölgedeki tüm sakinleri etkisi altına aldı. Atların o bölgeye girmesi küçük büyük bütün bireylerde merak ve heyecan uyandırdı. Çoğu kişi ilk kez at görmüştü ve geleceğe dair umut oluşturmaya başladılar. İçlerine sığdıramadıkları duygularıyla atlarla ilgili sorular sormaya, öğrenmeye tanımaya çalıştılar. ‘Yalnız değilmişiz, iyi ki varsınız’ cümleleri ile gönüllerimizde iyi ki buradayız dememizi sağladılar. Atların yürüyüşlerini izledikçe yetişkinlerin yüzündeki gülümseme arttı. Kimi zaman atların yelelerini okşadılar, kimi zaman sarılıp tüm olumsuz düşüncelerini, korkularını sessizce paylaştılar. Minik meraklı gözler ise ne olduğunu anlamakta çok zorlandılar. Böyle güzel oyun arkadaşını onlara nasıl gelmişti, kim getirmişti. Bir de gerçeklerdi. Kimi çocuk için köylerinde tanıdık canlılardı ve ata binmek onların güvenli ortamında hissetmesini sağlamıştı. Kimisi ise ilk kez görüyor yüksek olmasında ve yürürken sallanmasından korkuyordu ama denemeye değerdi. Atın eyerine oturdukları anda belki deprem anına geri dönmüşlerdi ama artık korkmuyorlardı çünkü her sallanma deprem değildi, güvendeydiler. Bu duyguları hissettiği anda sıkı sıkı tuttukları ellerini gevşetiyor atların boynunu ve yelesini sevmeye başlıyorlardı. Bazı minik kalpler ise yükseklik korkusunu daha derinlerde yaşamıştı. Onlar ise kendini korumak için tek başına savaşmaya çalışmıştı. Bizde bildiği yerden başlamıştık hep birlikte birde yeni oyun arkadaşı atlarla şarkılar söylendi, oyunlar oynandı. O koca varlıkların ipinden tutup gezdirdi. Kendisini ne kadar güçlü hissetti artık tüm dünya ile savaşabilir her şeyi başarabilirdi. Bağımsızlığını sürdürmeye çalışan engelli bireylerimize ise terapileri ayaklarına gelmişti. Atların melek gibi karşılık beklemeden alanlarına gelmesi, çevreye verdiği psikososyal destek, meydana getirdiği gülüşler, heyecanlar tüm insanların yeniden deşarj olmalarını sağladı. Atlar onların ruhlarına da dokundu ve yeniden güçlerini toplayarak devam ettiler. Dünya genelinde benzeri görülmemiş bir afet ile karşı karşıya kaldık. Tüm ülke, her bir millet bir olduk ağladık, çaresiz kaldık. Uzaktan onları ısıtmaya, karınlarını doyurmaya çalıştık ama yetmedi, içimizde hep daha fazla ne yapabiliriz vardı. Hem onların zorlu yolculuğunu paylaştık hem biz iyi olduk. Tüm ekibin gönlünden geçen son cümle ‘İyi ki…’’ 17 TJK’NIN SESİ NİSAN 2023

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=