2023_Mart

16 TJK’NIN SESİ MART 2023 Yaşanan büyük felaketi nasıl haber aldınız? ∆ 5 Şubat günü, İzmir gece yarışlarından sonra at binmek üzere Bursa’ya doğru yola çıkmıştım. Son derece soğuk, karlı bir hava vardı. Gece 02:00 civarında kalacağım yere vardım. Deprem olduğu haberini de sabah saat 05:00’te uyuduğum esnada aldım. Sabaha karşı telefonum birçok kez çaldı. Aile üyelerim ve depremin yaşandığı bölgedeki tanıdıklarım bana ulaşmaya çalışıyordu. Önce duyduklarıma inanmakta büyük zorluk yaşadım. Konuşmuş olduğum farklı kişilerden aynı şeyleri işitmemin ardından ilk yaptığım iş televizyonu açmak ve sosyal medyaya girmek oldu. Orada gördüklerim beni inanılmaz tedirgin etti. Bölgedeki insanların kötü durumda olduklarını uluslararası yardım çağrısı içeren 4. seviye alarm durumuna geçildiğini gördükten sonra tam olarak idrak ettim. “Her şeye rağmen hemen yola çıkmaya karar verdim” Depremin ardından neler hissettiniz? ∆ Çok büyük bir felaketin yaşandığını anlamam fazla vaktimi almadı. O andan sonra ülkem ve bölgedeki insanlar adına büyük bir üzüntü duydum. Bir şeyler yapmam gerektiği hissine kapıldım çünkü depremden etkilenen bölgelerde yaşayan çok sayıda tanıdığım vardı. Yarışların yaşanan olaylardan ötürü durdurulmasıyla birlikte ilk iş olarak Ankara’ya geçtim. Burada Adana’da depremden etkilenen çok sevdiğim bir at sahibi dostumu ve ailesini ağırladım. Ailemin ve dostlarımın sıhhatlerinden emin olduktan sonra ise depremin yaşandığı illerimize gitme ihtiyacı hissettim. Evimde sıcak otururken, yediğim yemek ve içtiğim su beni rahatsız etmeye başlamıştı. Sonrasında “Ne yapabilirim” diye düşünmeye başladım. İlk günlerde bölgeye gitmeye çalışan arkadaşlarımdan öğrendiğim yolların çok kalabalık ve hasarlı olduğuydu. Adeta kıyamet gibi bir ortamın olduğunu söylüyorlardı. Ancak her şeye rağmen ihtiyaç sahiplerine yardımları bizzat ulaştırmak adına yola çıkmaya karar verdim. Daha önceleri bu tarz yardımları münferit olarak yapıyordum ancak depremin ardından birkaç sevdiğim at sahibi dostumun da yer aldığı yaklaşık 30 kişilik bir ekip oluşturup organize olmaya karar verdik. İhtiyaç sahibi insan sayısı o kadar fazlaydı ki içimden “Keşke süper kahraman olsaydım da herkesi bu sıkıntılı ortamdan kurtarabilseydim” diye geçirdim. Bölgeye ulaştığınızda ilk izlenimleriniz neler oldu? ∆ İlk olarak Adana’ya gittik. Oradaki insanların yüzlerini, gözlerindeki korkuyu gördükten sonra vaziyetin vahametini daha iyi kavradım. Yaşanan bu deprem felaketinin yarattığı yıkımın sosyal medya ve televizyon kanallarında gösterildiğinden çok daha büyük boyutlarda olduğunu gördüm. Adana’dan sonra Hatay’a geçtik ve orada yıkımın boyutunun çok büyük olduğunu anladık. Sarsıntılara dayanıp ayakta kalabilen yapılar bile sanki üfleseniz yıkılacak vaziyetteydi. Çoğu binanın yıkıldığı ara sokaklara yardım edebilmeyi bırakın yürüyerek bile ulaşmak çok güçtü. Yıkıntılar bütün yolu kapamıştı. Faaliyetlere başlamadan önce şehri gezip yıkımı bizzat görmek istedim. Özellikle çocukların ve kadınların birçok ihtiyacını karşılamaya çalıştık. Ateş düşürücü, soğuk algınlığı ilaçları ve kadın hijyen malzemelerine olan talep çok fazlaydı. Bunun için birkaç eczacı dostumla irtibata geçtim, onlar da sağ olsunlar ellerinde ne varsa bana ilettiler. Deprem felaketinin Şubat ayında yaşanmış olmasından dolayı bölge çok soğuktu. Buna istinaden mont ve ısıtıcılara da büyük bir ihtiyaç duyuluyordu. Gereksinim olan tüm bu malzemeleri arabama yükleyerek depremzede vatandaşlarımıza ulaştırdık. İlerleyen günlerde Hatay’da Siirt Valisi Osman Hacıbektaşoğlu ile görüşme imkanını yakaladım. Kendisi de bana depremin Siirt’te bir hayli fazla hissedildiğini bu sebeple ilk etapta olayın ana üssünün kendi memleketleri olduğunu düşündüklerini iletti. Bölgede AFAD yetkilileriyle de iletişim kurma imkanını da yakaladım. Onlar da bana kırsal bölgelere gitmemi ve yardım faaliyetlerimi bu bölgelerde yoğunlaştırmamın daha sağlıklı olacağını

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=