Yarış içinde kazanacağınızı hissettiğiniz oluyor mu? Bir atın üzerine çıktığımda verdiği his ve onun rahatlığı bana önümüzdeki yarışın gidişatına dair net bir fikir veriyor. Duruşuyla olsun, nefes alışverişiyle olsun, yarış koşarken rahatlığı olsun bir şekilde üzerinde olduğum at bana kazanacağı mesajını verebiliyor. Kaliteli bir at yarış öncesinde, iyi bir günündeyse, jokeyini de birincilik konusunda motive eder. Bu şekilde sinyaller aldığım ve kazandığım çok yarış oldu. Tek bir yarış üzerinden örnek vermek bu sebeple mümkün olmayacaktır. Serbest zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yakın dostlarım Mertcan Çelik, Vedat Abiş ve Görkem Özçelik ile zaman geçirmeyi seviyorum. Onlarla hem atçılıkla ilgili hem de bambaşka konularla alakalı fikir alışverişi yapıyoruz. Yüzmekten çok keyif alıyorum. Fırsat buldukça yüzmeye gayret ediyorum, fiziksel olarak da bana bir hayli faydası dokunuyor. Ancak açıkçası çok da serbest kalmaktan hoşlanmıyorum. Atlardan ayrı kalmak bana iyi hissettirmiyor. At binmediğim zaman canım sıkılıyor, kendimi iyi hissetmiyorum. Özellikle yarışlara ara verilen pandemi döneminde bunun sıkıntısını fazlasıyla yaşamıştım. Umarım bir daha öyle günler yaşamayız. Sosyal medya ile aranız nasıl? Profesyonel olarak sporculuk yapan bir kimsenin sosyal medya ile arasına mesafe koyması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal medyanın günümüz dünyasındaki etkisi yadsınamaz. Bu etki zaman zaman olumlu yönde fayda sağlasa da yapılan olumsuz yorumlar çoğu sporcuyu büyük sekteye uğratıyor. “Sosyal Medya Zorbalığı” diye bir durumun var olduğunu işin içine girince anlıyorsunuz. Ben de kendimi tüm bunlardan uzak tutabilmek adına sosyal medya kullanmama kararı aldım. Başka bir spor dalı ile ilgileniyor musunuz? Küçüklüğümden bu yana spor, hayatımın önemli bir parçası. Güreş, atletizm, yüzme ve futbol ile yakından ilgilendim. Apranti okuluna girmeden önce yarı profesyonel olarak futbol oynuyordum. Bir maç esnasında ayağım ciddi şekilde kırıldı ve ben de bir daha futbol sahalarına ayak basamadım. Kim bilir, o sakatlığı yaşamamış olsaydım belki de bugün jokey değil de futbolcu olarak hayatımı kazanıyor olabilirdim. Yaşamımızda başımıza gelen bu tip olaylar hikâyemizi de değiştiriyor, bir dönüm noktası oluyor belki de. Benimki de bu türden bir hadise oldu. Şu anda %100 jokeyliğe odaklanmış durumdayım. İşimi çok seviyorum. Bugüne kadar unutamadığınız yarış hangisi oldu? Günümüze kadar gelen süreçte birçok yarışta at bindim, bazı önemli koşularda birincilikler elde ettim. Yarışın statüsü fark etmeksizin her birinciliğim beni sevindiriyor. Ancak jokey olmamı sağlayan yarış benim için ömrümün sonuna dek ayrı bir yerde olacak. 11 Nisan 2023 tarihinde Kocaeli’nde 4+ yaşlı Arap atlarına mahsus düzenlenen yarışta Ozanınoğlu isimli safkan ile start almıştım. Jokey olmama ramak kalmıştı fakat bir türlü beni kademe atlatacak galibiyeti elde edemiyordum. Bu durum üzerimde stres yaratıyordu. Yarış öncesinde atımın neler yapabileceğini bildiğim için üzerimde bir öz güven de vardı. Benim için hiç de kolay bir mücadele olmadı. Son metrelere doğru mevcut stresim daha da artmıştı. Potoya doğru son bir gayret ile arkadaşım Eray Çizik idaresindeki Gecekralı’nı yarım boy farkla geçip kazanmayı başarmıştım. Mutluluğum tarifsizdi. Yarışın ardından jokey odasındaki tüm meslektaşlarım beni tebrik etmişti. O yarış, kariyerime yön veren bir mücadele olmuştu. 51 Türkiye Jokey Kulübü • • RÖPORTAJ •
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=