EKİM-2023

Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’nin 34. Dönem mezunlarından Muhammed Mir Bilgin “Geleceğin Yıldızları” serimizin Ekim ayındaki konuğu oldu. Kendisine yönelttiğimiz sorulara içtenlikle yanıt veren genç jokey hakkında merak edilenleri bizlerle paylaştı. Jokeylik maceranız nasıl başladı? Tüm çocukluğum memleketim olan Muş’ta geçti. Çok küçük yaşlarımdan itibaren ailem bendeki at sevgisini fark etmişti. Fırsat bulduğum her dakikayı atlarla geçirmek istiyordum. Atlara yakın bir yerde büyümüş olmam bu konuda benim için işleri kolaylaştırmıştı. Ergenlik dönemine girdiğimde at sahibi bir aile dostumuz jokeylik mesleği hakkında beni bilgilendirdi. Kendisinin anlattıklarını büyük bir ilgiyle dinlemiş ve bahsettiklerinden bir hayli etkilenmiştim. Babam ilk etapta bu işe mesafeli yaklaşmış olsa da hayatım boyunca atlar ile iç içe olacağım bir mesleğe sahip olmak bana son derece cazip gelmişti. Bu sürecin ardından Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’nde yapılan sınava girdim ve 2017'de jokeylik serüvenim başladı. Atlar sizin için ne ifade ediyor? Atların hayatımda olmadığı bir anı tahayyül bile edemiyorum. Onları neredeyse doğduğum günden beri seviyorum. Muş’taki köyümüzde atlarımız vardı, her fırsatta soluğu atlarımızın üzerlerinde alırdım. Daha o yaşlarda en iyi arkadaşlarım atlardı, şimdi ise hayatımı onlar sayesinde kazanıyorum. Atlar benim için halen birer arkadaş, ailemin önemli bir ferdi konumundalar. Bugün camia nezdinde az da olsa tanınan bir jokeysem bunu öncelikle çok sevdiğim atlara, sonrasında ise kendi yeteneğime borçluyum diyebilirim. Apranti okulu günlerinizden bahseder misiniz? Okulda çok güzel zamanlarım oldu. İlk günlerde adapte olma konusunda büyük sıkıntı yaşadım. İlk defa ailemden ayrı ve bu kadar uzak bir konumda tek başıma kalmıştım. O yaşlarda bir çocuk için bu çok büyük bir olay. Bu sebeple özellikle ilk senemde belirli bir süre derslerime odaklanamadım. Ancak sonrasında değerli hocalarımın destekleri ile konsantrasyonumu tam anlamıyla sağlamayı başardım. Teori ile alakalı konulardan ziyade atlarla birebir temas halinde olduğumuz dersleri çok daha fazla seviyordum. Bir an önce atın üzerine çıkmak için adeta yanıp tutuşuyordum. Kıymetli eğitmenlerimizin her birisinden birçok şey kattım kendime. Hepsine minnettar olduğumu burada söylemek istiyorum. Kazandığınız ilk yarıştan sonra neler hissetmiştiniz? İlk birinciliğimi 2019 yılı Ekim ayında, 3 yaşlı Arap taylarının boy gösterdiği bir yarışta İzmir’de elde etmiştim. Atım Şengal Beyi’ne o yarışta çokça şans verilmiyordu. Kendimi bir an önce göstermek niyetindeydim. O güne kadar herhangi bir birinciliğim yoktu. O mücadelede işimin güç olduğunun da farkındaydım ancak yine de kendime çok güveniyordum. O dönem benim gibi apranti olan Mertcan Çelik ve Halil Kaplan da o yarışta at biniyorlardı. Hepimizin tek bir hedefi vardı, o da kendimizi gösterebilmek, kanıtlayabilmekten başka bir şey değildi. Nitekim kolay bir yarış olmadı ancak en yakın rakibime 1.5 boy fark yaparak bitiş çizgisini en önde geçmeyi başardım. Koşunun ardından birinci olduğumu anladıktan sonra tarifsiz bir mutluluk yaşamıştım. O günkü duygularımı betimleyebilmek çok zor. Benim için müthiş, tarifi imkansız bir moral olmuştu. Hayatım boyunca unutmayacağım bir gündü diyebilirim. 49 Türkiye Jokey Kulübü • • RÖPORTAJ •

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=