bedenin dışında olan bitenden haberdar edilir. Bu sayede gerekli önlemleri alır, yeni durumlara uyum sağlar. Tırnağın içinde bulunan gelişmiş ve yaygın sinir ağı nedeni ile atların tırnakları çok duyarlıdır. Tırnakta meydana gelen ve yumuşak dokulara kadar ilerlemiş yaralanmalar veya zedelenmeler bu yüzden çok ağrılı seyreder ve topallığa neden olurlar. Tırnağa dıştan bakıldığı zaman gördüğümüz sert dokunun içinde, pek çok işlevi olan, farklı yapıda çok duyarlı doku ve hücreler vardır. En iç kısımda yer alan kemik ile sert dış tabakanın arasında bulunan yumuşak, canlı ve çok aktif olan yumuşak dokular mükemmel bir uyum içinde görevlerini yerine getirirler. Lamina dediğimiz tabakalar, yaygın sinir ağı, kıkırdak, tendo ve ligamentler, zengin kan damarları ile beslenerek bu bölgede yerleşmişlerdir. Tabanda bulunan çatal ve tırnağın arka kısmındaki ökçeler, esnek yapılarından dolayı darbe emici göreve katılarak bedenin üst tarafındaki kas - iskelet sistemine ait dokuları korurlar. Çatalın ve ökçelerin genişleyip daralması, özellikle galop sırasında aşağıdan gelen şiddetli darbelerin gücünü azaltır. Ayrıca tırnak kemiğinin altında, çatalın üst kısmında ve kollateral kıkırdakların arasında, esnek, yumuşak dolgu yapısında ve kamaya benzer şekilde yer alan taban yastığı bulunur. Tampon veya takoz diyebileceğimiz şekilde görev yapan önemli bir dokudur. Yarış sırasında tabandan gelen basıncı (kuvveti) hafifletir ve çevresindeki dokular gibi üst kısımları korur. Sağlam, dayanıklı ve genişleyebilen bir yastık gibidir. Bununla birlikte naviküler kemiği, yukardan gelen derin bükücü tendoyu ve naviküler keseyi de korumakla görevlidir. Atın adım atması, sağlıklı kan dolaşımına sahip olması için çok gereklidir... Atın tırnak dokuları çok gelişmiş kan damarları ile beslenir. Ayak havada iken kan ile dolan tırnağın içindeki dokular, yere basınca yayılıp adeta yastık gibi şişerek yerden gelen darbeyi dağıtıp yok ederler. Arabalardaki hava yastıkları veya baloncuklu ambalaj naylonları gibi koruyucudurlar. Atın tabanına bakıldığı zaman, ortada V şeklindeki çatal denilen kısım görülür. Yürüyüş veya yarış sırasında yerden gelen darbeyi hafifleterek basıncı azaltmak, çatalın görevidir. Esneme yeteneğine sahip olan bu doku, ayağın yeri kavramasını ve kaymamasını sağlar. Tırnak duvarını taban ile birleştiren, ince, yumuşak ve esneyebilen yaygın bir doku daha vardır. Taban tarafından bakılınca ve nalsız tırnaklarda görülebilen bu kısma beyaz çizgi denir. Tırnağın iç kısmında kitap sayfaları gibi yan yana sıralanmış ve çok sayıda lamina denilen tabakalar, merkezdeki kemiğe kadar ulaşırlar. Dış tarafta da tırnak duvarının iç kısmına bağlanmışlardır. Atın adım atması, sağlıklı kan dolaşımına sahip olması için çok gereklidir. Tırnak toplar damarlarının içinde, diğer bazı toplar damarlarda olduğu gibi kanın geri dönmesini engelleyen valflar (kapakçıklar) yoktur. Atar damarlar ile tırnağa gelen kan, at ayağını kaldırınca damarları doldurur. Ayak yere bastığında, oluşan basınç ile binlerce kılcal damardan toplar damarlara doğru akmaya başlar. Bu muhteşem mekanizma ile toplar damarlar kanı kalbe geri taşırlar. Sonuç olarak, eğer tırnak duvarı hafif nemli, dayanıklı ve sağlam ise, iç kısımdaki daha duyarlı ve canlı dokuları, sıcak ve soğuk ortamlarda, sert ve kuru veya yaş ve yumuşak zeminlerde, yürürken veya koşarken her zaman koruyacaktır. Tecrübe, bilginin anasıdır... Miguel de Cervantes 52 TJK’NIN SESİ ŞUBAT 2022
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=