frika Kıtası’nın en doğusunda yer alan Somali, konumlanmış olduğu kıymetli coğrafya sayesinde tarih boyunca farklı kültürlerin ilgi odağı oldu. Akdeniz ile Hint Okyanusu’nu birbirine bağlayan Kızıldeniz’in güney ucunda bulunan ülke geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemli bir liman vazifesi görüyor. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar sayesinde, antik çağlarda komşusu olduğu Mısır ve Yunan uygarlıklarıyla kurduğu ticari ilişkilerle güçlü bir yapı oluşturan kadim Punt Medeniyeti’nin günümüzde Somali’nin bulunduğu topraklarda yaşam sürdüğü ortaya çıktı. Yapılan kazılarda ortaya çıkan ve M. Ö. 2000 ila 3000 yıllarına tarihlendirilen kaya figürlerinin yardımıyla develeri ve daha birçok canlıyı evcilleştiren ilk topluluğun Somalililerin atalarından başkası olmadığı gün yüzüne çıkartıldı. Yapılan bu keşiflerle Afrika’nın bu unutulmuş halkının tarih sahnesindeki yerinin sanılandan çok daha eski olduğu da böylece kanıtlanmış oldu. Doğuda Çin’den başlayıp, batıda İtalya’ya kadar uzanan, Orta Çağ’ın en uzun ticaret rotalarından biri olan tarihi İpek Yolu’nun güzergâhları arasında öne çıkması ve zengin kaynaklara sahip olması sebebiyle Somali, 17’nci yüzyıldan itibaren çeşitli uygarlıkların istilasına uğradı. Son olarak, 1800’lü yılların ortalarında İtalya ve Birleşik Krallık’ın boyunduruğu altına giren ülke, yaklaşık 100 senelik mücadelenin ardından 1 Temmuz 1960’ta nihayet bağımsızlığını ilan etti ancak umduğu sükûnet ortamına yine de sahip olamadı. General Mohamed Siyad Barre tarafından, 1991 yılında iktidardan zorla indirilene dek, tek adam rejimiyle yönetilen Somali, günümüze kadar gelen sürecin neredeyse tamamını çatışmalar ve yıkım ile geçirdi. 2006’dan bu yana ise legal bir hükümet dahi olmayan ülkede halk Birleşmiş Milletler’den gelecek yardımlara muhtaç bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. Hâlihazırda ülkelerinde devam eden iç savaş ile radikal grupların eylemleri arasında sıkışmış bir vaziyette hayatlarını sürdürmeye çalışan Somali halkı, bu karanlık günleri çok sevdikleri atları sayesinde atlatmaya çalışıyor. Oldukça eskiye dayanan bir atçılık kültürüne sahip olan ülkede başta Arap atları olmak üzere birçok farklı ırk bulunsa da, halkın gözdesi ağırlıklı olarak yerel bir ırk olan Somali atları oluyor. Taşımacılık ve binek gibi farklı amaçlar doğrultusunda kullanılan bu canlılar, gösterişsiz boyutlarıyla da dikkat çekiyorlar. Son derece güçlü yapılı olsalar da ebatları nedeniyle pony sınıfında kabul gören Somali atlarının bölgedeki kuraklık ve besin azlığı neticesinde minyon bir yapıya büründüğü tahmin ediliyor. Kalın boyunları ve iri ayakları sayesinde kolaylıkla ayırt edilebilen bu A UMUDA KOŞAN ATLAR... Onlarca yıldır ülkelerindeki iç savaşın beraberinde getirdiği sıkıntılarla boğuşan Somali halkı yaralarını at yarışları sayesinde sarmaya çalışıyor... TÜNELIN UCUNDA IŞIK GÖRÜNDÜ... MEHMETCAN KANIK SOKAKLARDA GERÇEKLEŞTIRILEN YARIŞLAR BÜYÜK BIR ILGI GÖRÜYOR... 46 TJK’NIN SESİ NİSAN 2022
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAzNjM=